Türkiye’deki işletmelerimiz yaklaşık 3-4 yıldır firmalarında çalıştırabilecekleri hem mavi hem beyaz yaka işgören bulma konusunda ciddi sıkıntılar yaşamaya başladılar ki, eğer önlemler alınmazsa personelsizlikten işletme kapanışlarına bile tanık olmaya başlayacağız. Bu konuda madalyonun iki tarafına da bakmamız gerekiyor. Bir seçme yerleştirme ofisi olarak, tüm statüdeki adaylarla ve işletmelerle çok yoğun şekilde görüşmeler yapmaktayız. İki tarafı da dinlediğimizde beklentiler açık şekilde ortaya çıkıyor.
İşletmelerin çalışanlardan şikâyetçi olduğu konuların başında, araştırmacı olmadıkları, her şeyi hazır halde ayaklarına gelmelerini bekledikleri ve tüm bunların sonucu olarak ta çalışanlar tarafından iş ile ilgili konularda firmayı yanlış yönlendirebildiklerini ilettiler. Aslında bunda da haksız değiller işletmeler. Bu sitemde özellikle araştırmacılık konusuna değinmek istiyorum. Evet araştırmıyoruz. Bu doğru. Çünkü nasıl araştırmamız gerektiğini, nereden araştırmamız gerektiğini ya da araştırsak bile hangi kriterlere göre doğruyu yanlışı değerlendireceğimizi bilmiyoruz. Özellikle son 5 yıldır araştırmayı sadece internette arama sitelerine kelime yazarak yapmak zannediyoruz. Oturduğumuz yerde, tuşlara basarak. Çünkü önümüzde teknoloji var, bunu değerlendirmesek nerde bizim çağa ayak uydurma tarafımız diye düşünüyoruz. Evet, arama siteleri evlerimize, işyerlerimize kadar geliyor, bir sürü bilgiye ulaşma imkânı veriyor. Hem de oldukça ucuz yollarla. Fakat doğruluklarından emin olmadığımız bilgilerle donatılmış milyonlarca yazının da olduğunu bilmeden. Bilgisayar başına geçip, yalan yanlış olduğunu düşünmeden yazan kişiler mi ararsınız, özellikle gündem yaratmak için olanı olduğundan farklı yazanlar mı? Başkalarını kötülemek, çamur atmak, onları bize farklı göstermek için yazanlar mı? Her türlüsü var açıkçası. Tam bir “bilgi çöplüğü”.Aslında bu kadarı bile bize internetin çok fazla güvenilemeyeceğini göstermiyor mu? Her türlü yazının, duygu ve düşüncenin, yorumun denetimsiz yapıldığı bir lebi derya da doğruları bulmak inanın o kadar zor ki. O halde eski yollara mı başvuracağız? Kitaplar, konularında uzman oldukları kanıtlanmış kurum ve kuruluşlara mı gitmemiz gerekiyor? Açıkçası evet. Çünkü iş hayatında yapacağımız yanlışın bize nelere malolacağını çoğu zaman net kestiremiyoruz. Yanlış bilginin, kişilerin işsiz kalmasına da, çok yüklü miktarlarda para, zaman ve ürün kaybı yaratabileceğine de dikkat etmiyoruz. Hatta çalıştığımız iş yerinin kapanmasına bile sebep olabileceğini düşünmüyoruz. Bir de madalyonun diğer tarafından bakalım. Sadece internet araştırmacılığı bizi tembelliğe, hazırcılığa, tek yönlü bakış açısına ve olayları sorgulayamamaya kadar götürüyor. Bazen buluyoruz ve hemen bulduğumuza inanıyoruz (doğruluğunu araştırmadan), bazen de bulamıyoruz ve sanki internette yoksa böyle bir konu hiç yokmuş gibi varsayıyoruz. İşte bu noktada işletmelerin söylediklerini hatırlıyorum. “Araştırmıyorlar veya yanlış yönlendiriyorlar”. İnternet araştırmalarını eğer doğruluğundan emin olamıyorsak sadece bakış açımızın gelişmesi ve esas araştırmamıza fikir verebilmesi için kullanabiliriz.
Biraz da çalışanların işletmelerden şikâyetlerine bakalım. Çalışanlarda işletmelerin kendilerinin her şeyi doğuştan bildiklerini varsaydıklarını, her türlü gelişimin çalışanlar tarafından karşılanmasını beklediklerini, bunun için bütçe ve iş zamanı içinden zaman ayırmadıklarını söylüyorlar.
Herkesin her şeyi bilmesinin mümkün olamayacağı gibi istihdam ettiğimiz sorumluluk verdiğimiz çalışanlarımızın da özellikle sürekli gelişen ve değişen dünyadaki gelişmeleri her an bilemeyecekleri bir gerçektir. Bu gelişimin yakalanması görevi sadece çalışanların üzerinde olmamalı. İşletmelerde çalışanlarını bilgi konusunda yönlendirmeli, teşvik etmeli. Kişisel ve mesleki gelişimleri için bütçe ayırmalı, eğitimlerle desteklemeli. Ama bir şartla. Mutlaka yapılan tüm bu zaman, emek ve para yatırımının, kişisel ve mesleki gelişimlerine katkıda bulunup bulunmadığının ölçülmesi, sorgulanması gerekli. Çalışan kendini geliştirmeyi istediği, bu gelişimini çalıştığı firmaya, işine, kendisine yansıtabildiği, firmalarda bu gelişim sürecinde çalışanların maddi manevi yanlarında olduğu sürece “Nitelikli Çalışanlar Ordumuz” çok yakında Dünya’da her alanda olumlu anlamda seslerini duyuracaktır.
Barış GÜL
Faveo Danışmanlık
Genel Müdürü