Bilindiği üzere kar marjlarının azalması, fiyatların piyasa veya müşteriler tarafından belirlenmeye başlaması ile şirketlerde satınalma fonksiyonunun önemi de giderek artmaya başladı. Uzun vadede en ucuz fiyatı yakalayabilen ve bunu rakiplerinden daha ucuza elde edebilen satınalma birimleri, şirketlerinin rakiplerine göre önde olmasına büyük destek sağlıyor. Şirketlerin ürettiği ürünlerin satış maliyetlerinin içinde satınalınan kalemlerin maliyetlerinin %70-%90 arasında değiştiği düşünülürse, satınalma fonksiyonunun ne denli büyük öneme sahip olduğu daha kolay anlaşılabiliyor. Artık şirketler sadece pazarlama ve/veya satış fonksiyonları ile rekabette öne geçemeyeceklerini görüyorlar ve satınalma fonksiyonlarına daha fazla yatırım yapıyorlar.
“Doğru Fiyat” olarak da ifade ettiğimiz uzun vadedeki en ucuz fiyata ulaşmak kolay değil tabii ki. Doğru Fiyat Yol Haritasına baktığımızda; Doğru Fiyat’a giden yolun Doğru Malzeme/Hizmet, Doğru Üretim Yöntemi/Teknoloji ve Doğru Tedarikçi kriterlerinin yerine getirilmesi gibi zorlu ve uzun vadeli süreçlerden geçmesi gerekiyor.
Bu bağlamda Tedarik Zinciri Yönetimi, firmaların sadece “Lojistik” olarak değil tüm süreçleri ile birbirlerine etki ettikleri bütünsel bir yönetim yapısına ihtiyaç duyar. Planlama, temin, tedarik, nakliye, üretim, dağıtım ve hatta satış sonrası süreçleri bütünsel bir anlayış ve kalite, maliyet, teslimat üçgeninin gereksinimlerini karşılayarak verimli hale getirmelidir. Bu şekilde sağlanacak toplam verimlilik Tedarik Zincirlerini güçlendirecektir. Güçlü bir tedarik zinciri yapısı içerisinde bulunan firmalar sadece alıcı-satıcı ilişkisinde bulunmayacaklar, bu anlayışın ötesine geçerek stratejik partner rolü üstleneceklerdir.
Eğitimlerimiz;